Adres: Altunizade Mah. Yetimhane Sk. No: 8/3 Üsküdar – İstanbul
0 (216) 530 31 25
0 (216) 530 31 74

Çevre Vakfı’ndan 5 Haziran Dünya Çevre Günü Açıklaması: Varoluş gayesine uygun bir çevre bilinci geliştirilmeli

Henüz ilkokul çağlarından başlamak üzere çevre bilincinin geliştirilmesinde eğitim sistemimizin yeniden kurgulanması ve geliştirilmesi gerekmektedir. İnsanın var oluş gayesini açıklayan, çevre ile olan münasebetinin sınırlarını tarif eden dini ve milli değerlerimiz keşfedilmeli, canlandırılmalı, ferdi ve toplumsal hayatta yaşatılmalıdır. Tasarruf, israf, paylaşma, hak ve çevre hukuku, canlı-cansız yaratılanı sevmek gibi kavramların eğitim sistemimizde yerini alması çevre problemlerinin azaltılmasında etkin rol oynayacaktır.

 

Dünya Çevre Günü, 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ndan bu yana her yıl 5 Haziran tarihinde kutlanmaktadır. Bu yıl Ramazan Bayramı ile aynı döneme denk geliyor olması sebebiyle iki bayramı bir arada kutluyoruz. Dünya Çevre Günü’nün tüm milletlerin, toplumların ve fertlerin daha bilinçli hale gelmesine vesile olmasını diliyoruz. Tüm çevrecilerin Dünya Çevre Günü’nüzü tebrik ediyoruz.

 

İnsan-çevre etkileşiminde sürekli olarak edilgen konumda olan çevrenin son yarım asırda etken duruma geçtiği, daha açık bir deyişle çevrenin insan hayatını her açıdan olumsuz şekilde etkilemeye başladığını söyleyebiliriz. Fertlerin ve toplumların iç içe yaşadığı ve sürekli olarak karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu çevreyle ilgili değerler manzumesi üretmek, bu değerlerin ahlaki, vicdani ve aklıselime dayalı olmasını sağlamak durumundayız.

 

Ahlaki ve vicdani değerlere yönelik politikalar geliştirilmeli

İklim değişikliğinin sosyo-ekonomik ve doğal sisteme yönelik olumsuz etkilerini de düşünecek olursak günümüzde başta hava ve su kirliliği olmak üzere önemli derecede çevre kirliliği problemleriyle insanlığın yüzleşmesi ve bu etkileşimi olumlu yöne çevirmek için bilimsel, aklıselime, ahlaki ve vicdani değerler manzumesine dayalı önlemler alması, politikalar geliştirmesi bir zorunluluktur.

 

Sınırsız tüketim kültürü, sorumsuzca yaşama, menfaat, hırs ve lükse dayalı ekonomik ve sosyal yaşam anlayışı, karşı karşıya kaldığımız çevre problemlerinin en önemli sebeplerinin başında gelmektedir. Son zamanlarda çevre kirliliğiyle gündemimizi etkileyen bu duruma karşı insanlığın yavaş yavaş bilinçlenmeye başladığını, devletlerin bölgesel ve küresel anlamda planlamalara gittiğini görmekteyiz. Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen mücadelede başarılı olunması, oluşturulacak ahlaki ve vicdani değerler manzumesinin küreselleştirilmesiyle mümkün olacağına inanıyoruz.

 

Bu yılki tema hava kirliliği

Dünya Çevre Günü’nün bu yılki teması “hava kirliliği” olarak belirlendi. Ülkemizde özellikle 1980-1990’lı yıllarda çok tehlikeli boyutlara ulaşan hava kalitesinde; ısınma sebepli fosil kaynakların yerini doğal gaza bırakması, temiz hava merkezlerinin kurulması ve kirletici gazların sürekli ölçülerek izlenmesi, mevzuatlarımızın Avrupa Birliği’ne uyumlu hale getirilmesinden kaynaklı yatırımlar ve yaptırımlar sebebiyle çok önemli iyileşmeler olduğu söylenebilir.

 

Bununla birlikte, insan sağlığını olumsuz etkileyen gazların ve soluduğumuz havada bulunabilen küçük parçacıkların ölçülmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi, azaltılmasına yönelik çalışmaların yapılması, hava durumu tahminlerine benzer günlük-haftalık tahminlerinin yapılması faaliyetlerine önem verilmelidir. Özellikle 2,5 mikron ve daha küçük boyutlardaki toz parçacıkların solunum yoluyla doğrudan akciğerlerimize nüfuz etmesi ve birçok hastalıkları beraberinde getirmesi sebebiyle gerek noktasal ve alansal, gerekse doğrudan ve uzaktan algılama metotlarıyla kirletici miktarlarının tespiti ve hava kalitesi simülasyon ve tahmin çalışmalarına daha da önem verilmelidir.

 

Çevre kirliği kavramları artıyor

Bugün gelinen noktada, çevre kirliliği denince artık aklımıza sadece hava ve su kirliliği değil aynı zamanda toprak kirliliği, gürültü kirliliği, sualtı yaşamı etkileyen deniz kirliliği ve sualtı gürültü kirliliği, ışık kirliliği gibi çok daha geniş anlamda ve çerçevede çevre kirliliği gelmektedir.

 

Varoluş gayesine uygun çevre bilinci

Henüz ilkokul çağlarından başlamak üzere çevre bilincinin geliştirilmesinde eğitim sistemimizin yeniden kurgulanması ve geliştirilmesi gerekmektedir. İnsanın var oluş gayesini açıklayan, çevre ile olan münasebetinin sınırlarını tarif eden dini ve milli değerlerimiz keşfedilmeli, canlandırılmalı, ferdi ve toplumsal hayatta yaşatılmalıdır. Tasarruf, israf, paylaşma, hak ve çevre hukuku, canlı-cansız yaratılanı sevmek gibi kavramların eğitim sistemimizde yerini alması çevre problemlerinin azaltılmasında etkin rol oynayacaktır.

 

İfade edilen bu gerçekler hakkında toplumda farkındalık oluşturmak için Çevre Vakfı olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yapılan bu sosyal, kültürel ve bilimsel çalışmalarla; çevre ahlakının ve milli çevre politikalarının geliştirilmesi, çevreye ait değerlerimizin yaşatılması ve bu değerlerin özgün bir şekilde gelecek nesillere aktarılması hedeflenmektedir.

 

Çevre Vakfı’ndan bilimsel çalışmalara destek

Bilimsel çalışmalara öncelik veren Çevre Vakfı bu yıl da ilk defa “ÇEVRE Alanında En Başarılı Doktora Tezi Ödül Yarışması” düzenlemiş ve 2018 yılı başvuruları arasından en başarılı 3 tezi ödüle layık görmüştür. ‘Marifet iltifata tabidir’ düsturundan hareketle bu tür çalışmalar her yıl desteklenmeye ve ödüllendirilmeye devam edecektir.

 

Bu vesileyle tekrar Dünya Çevre Gününüzü ve Ramazan Bayramınızı tebrik ediyoruz. Dünya Çevre Günü’nü, çevrenin bize miras değil gelecek kuşaklara bırakacağımız bir emanet olduğu bilincinin anlaşılması ve anlatılması için bir fırsat olarak görüyor ve insanlığın daha bilinçli hale gelmesine vesile olmasını diliyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

ÇEVRE VAKFI